Bugün direnmek ne
anlama geliyor? Alain Badiou Kötülüğü kavrayışımız üzerine bizi
düşünmeye davet ediyor… İslam dünyası “Kurban Bayramı” ritüelliğinde
diğer canlıların kurbanlığını ilan edilişiyle kötülük yapmış olmuyor
muyuz? İslam öncesi toplumlarda da “Kurban” ritüeli olduğu biliniyor ama
böylesine toplumsal bir karakter kazanmış değildir: Günümüzde
Hıristiyanlık, Yahudilik böylesine bir geleneği sürdürmedikleri
ortadadır… Bruno Bauer dinsel yabancılaşmaya karşı devletin
sekülerleşerek toplumu dinin tutsaklığından kurtarabileceğini ileri
sürer. Ama devletlerin sekülerleşmeleri de dinsel yabancılaşmanın
tümüyle üstesinden gelemediler… Türkiye’de devlet kendini seküler olarak
tanımlar ama dinsel alanları politik olarak şekillendirmekten de geri
durmaz, seküler kesimler üzerinde bir baskı olarak da dini kullanır…
İnsanın
tabi kılındığı birçok alan Tanrı tarafından gasp edilmiştir.
Feuerbach`a göre, Tanrı bir yanılsamadır, insanın
hipostazlaştırılmasıdır: insanın sevgi, erdem ve cömertlik gibi kendi
iyi niteliklerinden elini çekerek kendine yabancılaştığı ve dışındaki
bir otoriteye tabi olduğu bir soyutlamadır. Bu dinin kapanıdır
Feuerbach`a göre: "bu yüzden insan dinde kendi aklını... kendi
bilgisini, kendisine ait düşünceleri reddeder ki onları Tanrıya
yerleştirebilsin. İnsan kendi şahsiyetinden vazgeçer... insanın
kıymetini, insan benliğini reddeder."
Anarşizm öğretisi insanın
hikâyesinde, onun özünde hümanizm ve özgürlük tutkularına vurgu yapar,
iktidar ve devlet tarafından kirletilemeyen ve yabancılaştırılamayan bir
alan olduğunu savunur… Devlete ve iktidara bu saiklerle karşı çıkar…
Doğa yasalarının dışındaki yasaları özgürlüğe ket vurduğunu ileri
sürerler… Karşıtları ise tam tersine, devletin gerekliliğini, insanların
bencilliği, hırsı ile toplumda oluşacak kargaşanın engellenmesi için
bunun zorunlu olduğunu savunurlar…
Nietzsche, toplumun kendisinin
istikrarsız, tamamlanmamış bir kimlik olarak, antagonist çelişkilerle
sürekli güç ilişkileri tarafından kullanılan ve hiçbir özü olmayan yapı
olarak değerlendirir… Hem anarşizme hem de Hobbesçu yapılara karşı
çıkar…
Gezi Direnişiyle açığa çıkan bambaşka bir toplumsallaşma
birçok alanın yabancılaştırıcı niteliklerini ortadan kaldırabilir veya
etkilerini azaltabilir diye düşünüyorum… AKP’nin gezi düşmanlığı boşuna
değildir, kamusal alan denince ilk akla gelen devlet ait alanlar olur
ama Gezi farklı bir kamusal alanın ortaya çıkışına da sahne olmuştur:
Bu, halkalara ait yeni bir kamusal alandır… Bu kamusal alanda herkes
inancını özgürce kullanabilme hakkına sahip olabilir ve devleti ve
iktidarları bu alanın dışına doğru itebilir diye düşünüyorum…
Kurban
Bayramında diğer canlıların katledilmesine ne aklım ve düşüncelerim ne
de vicdan ve ahlakım barışık olmama izin vermiyor… Bütün dostlarıma,
arkadaşlarıma, yazılarımı takip edenlere, eleştirenlere saygıyla,
onlarında benim bu düşüncelerimi anlayışla karşılamaları dileğimle
sağlık ve iyi bir tatil geçirmelerini isterim…14.10.2013 C. Türk